Üçüncü nesil kahve hareketi, kahveyi, bir fincan kahvenin ötesine taşıyarak kahve tüketim deneyimini zenginleştirerek kahvenin de aynı şarapta olduğu gibi duyusal hazzın bir uzmanlık haline gelmesini hedefler. Birinci ve ikinci nesil kahvecilikte tüm kahveler benzer bir üretim ve uygulama akışından geçerken üçüncü nesil kahvecilikte kahvenin çeşidinden, yetiştirme ve yetiştirme yöntemlerinden, işleme yöntemlerinden kavurma yöntemlerine ve demlenmesindeki değişkenlerden kaynaklanan benzersiz özellikleri vurgulanmaya ve ön plana çıkarılmaya çalışılır.
Birinci nesil kahve, genel olarak kahve üretimi ve menşei bilinmeden ve kavurma, demleme yöntemi ayrımı yapılmadan hazır kahve olarak çıkmıştır. Market raflarındaki hazır çözünür veya makineler için paketlenmiş yüksek miktarlarda ve koyu kavrulmuş veya restoranlarda çoğunlukla ücretsiz olarak sunulan herhangi bir spesifik özellik taşımayan kahvelerdir.
İkinci nesil kahve ise 1960’lı yıllarla beraber menşei ülkelerin vurgulanması, koyu kavurma profiliyle harmanlanmış kahveler olarak ortaya çıktı. Bu akım belki de dünyada en çok bilinen kahveci markası olan Starbucks’ın Washington Seattle’da ortaya çıkmasını sağladı. İkinci nesil kahvecilik genel bir fincan kahvedense farklı menşeili ülkeler kavramını tanıttı ve lezzet farklılıklarını ortaya koyarak kahve tüketiminin de farklılaşması ve artmasına kapı araladı. Bu dönemde yüksek irtifada yetiştirilen Arabica türü kahve çekirdekleri üretildiği ülkeye göre lezzet ve aroma profilleriyle rağbet görmeye başladı. Salt kahveden öte özellikle espresso bazlı kahveyle yapılan içecekler bu dönemde ortaya çıktı, dünya genelinde kabul gördü. Birinci nesil kahvecilik genel kahve kavramına dayanırken, ikinci nesil kahvenin nasıl hoş bir deneyim olabileceğini kahve severlere göstermiş oldu. Yine de yüksek miktarlarda üretim, raf ömrü, dayanıklılık gibi ihtiyaçlardan yine yüksek miktarda koyu kavurma yöntemleri kahvenin asıl kimliğinin önüne de geçti.
Kahve, sadece kahve değildir!
Nitelikli kahve, bilimsel çalışmalarından gösterdiği gibi sadece bir içecek olarak değerlendirilemez.
Barındırdığı vitaminler ve mineraller ile sağlıklı bir gıdadır ve birçok faydası bulunmaktadır.
Üçüncü nesil kahvecilik, standartları belirlenmiş yeşil yani çiğ ve kavrulmamış ticari kalitedeki kahvelerden öte özel nitelikli ve kendine has kahve çekirdeklerine ulaşma arzusuyla yola çıkmıştır. Özellikle yetiştirilmesi, toplanması, işlenmesi ve kavrulmasıyla speciality coffee (nitelikli kahve) kimliğine has kahve kavramıyla özdeşleşmiştir.